HAYVANLARINIZA ÜÇ VAKTE KADAR SAĞLIK GÖRÜNÜYOR

Dünyanın en zor işlerinden biri olan hayvancılık bizleri hem yeni şeyler öğrenmeye zorluyor hem de bu işte başarılı olabilmek için titiz davranmamız gerektiğini bizlere iyi ya da kötü bir tecrübeyle gösteriyor.

Yeni başlayacak arkadaşlara her zaman söylediğim bir söz var. “Eğer bebek bakmayı gerçekten seviyorsanız bu işe girin” derim. Bir ikincisi sizlerde duymuşsunuzdur “Hayvancılığın gecesi gündüzü olmaz, cenazesi düğünü olmaz” derler ve doğru derler. Ancak hayvan sevgisine ve düzenine de bir alıştınız mı kolay kolay bırakamazsınız. Çünkü karşılıksız sevginin güzelliği ile buluşursunuz ve bu sizde bağımlılık yapacaktır.

Hayvanların gece ve gündüz sağım vakti aynı olmalıdır. Hayvanların gece ve gündüz yemleme vakti aynı olmalıdır. Hayvana verilen TMR içeriği hep birbirine yakın olmalıdır. Hayvana verilen TMR’nin boyutu hep aynı olmalıdır. Kısacası hayvanlar farklılığı sevmezler her şey belli bir rutinde ve aynı olmalıdır. Hatta kendilerine bakan bakıcının, çiftlikte gezen traktörün bile değişmesini istemezler.

Aslında hayvancılığın her noktası ayrı ayrı kritik bir öneme sahip ancak bir dönem var ki oradaki hata sizlerin bu işten soğumanıza bile sebeb olabilir. Hayvanlardaki kızgınlık problemleri, hayvanlardaki pike ulaşamama durumu, metritis vakalarının artması, doğum sonrası ketozis, karaciğer yağlanması, eş atamama durumu, mide dönmesi ve doğum felci gibi tüm sorunların sebebi bu dönemde yapılan hatalardan ve yanlış beslemeden kaynaklanır.
Doğuma 2 ay kala başlayan ve doğumdan sonraki ilk ayıda dahil edeceğimiz 3 aylık dönem süt hayvancılığının kalbidir. İşletmenizin ve hayvanlarınızın kaderini bu 3 ayda yaptığınız, yapmadığınız ya da doğru sanıp yanlış yaptığınız her şey belirler.
Doğrularda buluşmak dileği ile…

 

✍️ Vet. Hek. Ali Yıldız